Ben küçükken National Geografic Kids yoktu ya. Ya da var mıydı? Varsa neden almadın bana anne, ühühü

Öncelikle, yazdığım o kadar şeyi tek bir haraketle yok eden sevgili x tuşuna sevgilerimi yolluyorum. Ve hayatın bana öğrettiği bi bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Eğer ki, ctrl+x ile aldığınız metninizi ctrl+v yapmadan önce, yanlışlıkla ufak bi boşluğa ctrl+x yaparsanız, tüm yazınız gider. Çok kötü hissedersiniz bir süre.

-
Sonra geçiyo ama benimki geçti şindi.
-

Evet. National Geographic Türkiye. Yıllardır kokusuna alıştığım bi dergi. Seviyoruz, sayıyoruz. National Geographic Wild da izliyoruz falan. Hayvanlar çiftleşiyor, mutlu oluyoruz. Ehm.

Bu ay National Geographic Türkiye 100. sayısını yayımladı! Üstelik kapak konusu da ÇAY!

Ben daha almadım dergiyi. Üşendim bariz. Ama elbet alacağım. Sayfaları yavaş yavaş çevireceğim, ve hayat bir darbe daha vuracak bu genç yaşta (G.K. 17) bana. Yazıda bizim hakkımızda tek bir kelime bile bahsetmemişler! Lanet olsun.

Bir bfchbfkhpc yazmak çok mu zor ya? Ehm, tamam, biraz zor olabilir şimdi ama, yavaş yavaş yazınca zor olmuyor bi kere!

Hepsini bırak, c/p yapabilirsiniz ya. Ayıp ettiniz dostlar.

Şu aşağıdaki resimi görünce sinirim geçmişti. Ama o aşağıdaki resim yüzünden yazdığım herşey gitti. Rahatlatıcak resim falan da yok, napıcaz.

Kahve içerim bak!

Gelmeyin üstüme. Resmin üstüne gelin. Yarım çıkmış. Tıklayın, tam olsun. Üstelik bedava!

Resim güzel ama di mi, ehehe.

Güzel güzel. İzledim ben bi süre, siz de izleyin bence.

Sevgiler, Gizem. (G.K. 17)