Ziynet Sali "Beş Çayı"na Bekliyor!

Havaların Nisan ayını aratmadığı şu Ocağın 19'undan meraba.
Garip bi giriş cümlesinden sonra hemen konuma girmek istiyorum. Böyle de sahiplenirim konuyu işte.
Evet, okulun son günleri olması sebebiyle ders işlenmiyor pek fazla, devamsızlığı çok olan için de bol bol düşünmek için vakit kalıyor. Anıl gibi arkadaşlarımız ise hiç gitmiyor okullarına. Kıskanıyoruz ama çaktırmadık daha. Hadi bakalım.

Şimdi efendim, ne düşündüm ben. Ben düşündüm ki, günün her saatinde inanılmaz güzel giden, mucizevi sıvı Çay'ın, saat 5'de büründüğü ayrı olaylara değineyim. Beş çayı yani. Ne bu beş çayı, kimlerden, anası babası ne iş yapar?
Bütün soruların yanıtlarını bu yazıda bulucaksınız! (Ders olmayınca kendisini gazetenin en abuk yerlerini okumaya veren öğrenci işte, nolucak.)

Araştırmalarım sonucu, beş çayının İngiltere çıkışlı olduğunu buldum. Şöyle de alıntı yapayım hatta;
Bugün İngiltere de çat kapı gelen birine konukseverliğin işareti olarak bir fincan çay sunulur. İkindi vakti olan 'Beş Çayı' olarak adlandırılıp, Dünya'ya da armağan edilen küçük çay daveti, dostların bir araya gelmesi için düşünülmüş olup, Kral Edward döneminden beri devam etmektedir.
Bu arada İngiltere Kraliçesi'nin çayının suyunu bütün gezilerinde yanında taşıdığını biliyormuydunuz?


Muydunuz'u bitişik yazmışlar, yanlış birşey bu. Ama benim bahsetmek istediğim şey bu değil. Benim bahsetmek istediğim şey şu;


Bizim buralarda buna 'gün' falan da diyorlar. Hatta altınlı gün, dolarlı gün, her ay birinin doğalgaz faturasını ödeyelimli gün diye kısımlara ayrılıyor. Ama bu başka bir yazının konusu olabilir (Anıl'a malzeme çıkardım, meheh).

Yukarıdaki resimden de anlayabileceğimiz gibi, bayramlık sofralara malzeme oluyor çayımız. Eğer ki öyle bir ortamda çay demlenmeseydi, düşünün halimiz ne olurdu. Yediğimizi anlar mıydık, hı? Ya da sohbet edebilir miydik? Kim kiminle napıyor oynayamazdık, hayatlarımız birer parça eksik olurdu.
Ama neyse ki çay var, beş çayları var, pasta börekler var.

Hatta rivayete göre bi abla başka bi ablayı evine davet etmiş, çay koymuş, çayın yanına birşeyler hazırlayayım derken saat beş olmuş. Ondan sonra beş çayları olmuş. Yada ben şimdi uydurmuşum bunu. Hiç üstelemiyorum.

Bitirmeden önce, en can alıcı noktaya parmağımı basıyorum. Basıyorum bak;

Ziynet Sali'nin dördüncü albümünde, Sezen Aksu'nun "Beş Çayı" isimli yeni bir şarkısı ile Sinan Akçıl'a ait 5 eser ve Yunanistan'ın ünlü beste ve söz yazarlarından Sofi Pappa'nın da eserleri yer alıyor. Ziynet Sali, bir yıldır üzerinde çalıştığı yeni albümünü iki ayrı CD halinde dinleyiciyle buluşturacak. Albüm Şeker Bayramı sonrası DMC etiketiyle aynı anda Türkiye ve Yunanistan'da satışa sunulacak..



Hayat ne güzel değil mi? İnanın, çay içerken çok daha güzel!

-Gizem

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder